STALİN VE HİNDİSTAN KP GÖRÜSMESİ -1951-

Stalin'in Hindistan Komünist Partisi Merkez Komitesi temsilcisi Yoldaşlar Rao, Dange, Ghosh ve Punnaiah ile Görüşmelerinin Belgesi

9 Şubat 1951

Giriş

Bu görüşmede Stalin Hindistan Komünist Partisi liderliği tarafından gündeme getirilen sorulara görüşlerini verdi. Sovyet lideri Çin ile Hindistan arasındaki ekonominin gelişimi ve demiryolu ağı açısından, bu ülkelerdeki farklı taktiki çizgilerin gerekliliğini etkileyen başlıca farklara değindi. Stalin tarafından Hintli komünistlere verilen tavsiyelerde o Rusya ve Çin devrimlerinin tecrübelerine genişçe yer verdi. Büyük Çin devriminin müthiş zaferlerinden hemen sonra onun değerini verdiklerinden ikinci görüşler özellikle değerlidir. (1) Stalin'in Çin devriminin seyrinin değerlendirmesinde, HKP liderlerine örnek olarak tuttuğu Çin'in kendine özgü yolu, işçi sınıfı ve köylülük açısından çağdaş Hindistan'da bu yöne imrenenler tarafından bu yolun açıklanmasına konandan çokça farklıdır. Stalin Hindistan devriminde ve özellikle silahlı devrimde her iki sınıfın rolünün gerekliliğine vurgu yaptı. Telengana hareketi konusunda Stalin iç savaşın ilk filizleri olarak desteklemek gerektiğini gözlemledi.
Stalin'in sorunları anlayışı HKP partinin tarihinin alanında çok derin etki yaptıktan önce, ki Hindistan devletinin karakterinin anlayışında, devrim aşaması, devrimin yolu, ve silahlı devrimin tabiatı ve silahlı mücadele, Hindistanda işçi sınıfının ve köylülüğün devrimdeki rolü gibi parti yaklaşımının değişmesine yolaçtı. Bu, 1951'de HKP ve SBKP (B) temsilcileri arasındaki Moskova toplantılarından hemen sonra yazılan yeni parti dökümanlarının formülasyonunda ifadesini buldu. (2)
Hindistan devrimi sorununun kararı 1951'de işlendi, ancak, kısa yaşadığını ispatladı. 1953'den sonraki ve 3 sene sonra SBKP'nin 20nci kongresi sonrasında Sovyetler Birliğindeki değişikliklerle HKP'nin taktiki ve programa ait görüşlerinde uyumlu bir değişiklik oldu: demokratik halk devrimi aşaması terkedilip yerini ulusal burjuvazi için gelişmiş bir rol sağlayacak olan bir ulusal demokratik devrime bıraktı ve devrimci stratejiler barışçıl ve parlamenter olanlarla değiştirildi. (3) HKP yarım asır SBKP 20nci Kongresinin tezlerinin çerçevesi içinde kaldı. HKP (M), HKP'ye muhalefetinde onun sağ tarafında yer alan, halk demokratik devrimine desteğini savundu ve 1951'in devrimci posizyonlarını müdafaa etti. O, ayrıca, en azından görünüşte, sol kanat ile, yani HKP (ML) ile çatışma içinde, ki o da, demokratik halk devrimini destekliyordu— fakat ille de 1951'de Stalin tarafından savunulan pozisyonları desteklemeyen— 1951 pozisyonlarını savunmaya devam etti.
Fakat HKP (M)'in kuruluşunun 10 senesi içinde partinin 1951'in bakış açılarını geride bıraktığı Genel Sekreter’ce anlaşılır oldu. O dobra dobra HKP (M)'in meselelere devrimci parti görüşü noktasından bakmadığını belirtti:
'Bizim pratiğimiz derin-köklü parlamenter, yasalcı hayaller üzerine ve gelecek uzun bir dönem için bizim parti ve hareketimizin barışçıl gelişmesinin imkanları üzerine dayanmaktadır. Biz reviyonist alışkanlıkları, düşünceyi, tüm kitle cephelerinde ve parti inşasında çalıştırma tarzını atmaktan aciziz'.



P. Sundarayya 1951 işçilerin ayaklanmasını köylülüğün partizan savaş haliyle birleştirmenin gerekliliği taktiki çizgisini terketmek, partinin çizgisini temsil edecek yeraltı çalışma alanı ve işyeri komiteleriyle güçlü bir işçi sınıfı hareketi yaratmak ihtiyacını üstü kapalı söyledi.



O, partinin 1951 Siyaset Açıklaması’ndan nasıl geri çekildiğinin altını işte böyle çizmiştir: '… Biz hepimiz anlaştık ki bizim yolumuz tamamıyla Rusya ve Çin'in değil, fakat eğer mümkünse köylü silahlı ayaklanmalarını (gerilla üslerinin ve sonra kurtuluş üslerinin kurulmasına yönelen) ve endüstri ve yönetim merkezlerinde genel grevler ve silahlı ayaklanmalarını eşzamanlayan, işçi sınıfı köylü ittifakı temelinde bizim bağımsız yolumuz olacaktır. Bizim devrimimizi başarılı kılmak için, bu iki esas gücü tüm-Hindistan çapında birleştirmek gerekliliği şart haline gelir. Fakat bundan tüm-Hindistan çapında işçi sınıfı ve köylü hareketleri için, tüm Hindistan kitle hareketleri planlamak adına, ki şu anki partimizin örgütsel zayıflığını, ve genel demokratik hareketlerdeki zayıflığı ele aldığımızda az ya da çok bizi anayasal ve —parlamenter eylem biçimlerine, partinin diğer temel görevlerini ihmal etmeye bilinçsizce kayıyoruz. (vurgular orijinalde).
Onun 'revizyonist alışkanlıklar' diye adlandırdığı şey tarafından yutulmuş olan başını çektiği bir partideki anormal durumunu farkeden Sundarayya 1975'deki acil durum sırasında HKP (M)'nin genel sekreterliğinden ve politburodan istifa etmesiyle kendisine açık olan tek şerefli yolu tuttu. (4)
1960 sonlarında HKP (M)'den ayrılan devrimci güçler çokça 1951 programı ve devrimin yolu anlayışını atladılar. HKP (ML) içindeki egemen eğilimler P.C. Joshi ve B.T. Ranadive çizgilerinin, Andhra Mektubu’nun, Telengana hareketinin ve onların Çin devriminin anlayışlarına doğrudan dayanan tercih edilen perspektiflerin eleştirilerinin köklerini takip ettiler. Yeni oluşturulmuş parti Çin yolunun benimsenmesi adına parti çalışmalarının sendikalardan çekilmesine, parlamentonun stratejik olarak boykotuna, şehirlerin kır tarafından sarılmasına ve askeri çizgisi olarak bireysel terörizm politikasına —ki hepsinin Çin devriminin tecrübeleriyle uygun olduğu düşünüldü— destek verdi. 1940’lardaki HKP ile ilgili olarak, Stalin'in işçi sınıfını silahlı devrime katma gereği ve bireysel terörizmin üstesinden gelme gereği üzerine gözlemleri yeni şartlarda geçerliliğini korudu. İlk parti çizgisinin tutucu sınırlamalarının üstesinden gelmek için çabalar senelerce devam etti.
1951'de J.V. Stalin ve HKP delegasyonu arası faaliyet ve ondan çıkan belgeler Hindistan Komünist hareketini meşgul eden değişik programları ve taktiki çizgileri anlamada bir referans noktası olmaktadır. (5)

Vijay Singh

Notlar

1.Sovyet ve Çin komünist liderliği arasındaki ilişkileri kapsayan yakında yayınlanmış belgeler içinde bunları başka yerde bulmadık. Bak, örneğin A.M.Ledovskii, SSSR i Stalin v cyd”bakh Kitaia. Dokumenty i cvidetel”stva uchastnika sobytii: 1937-1952, Moskova, 1999 ve Sovyet-Çin ilişkileriyle ilgilenen Soğuk Savaş Uluslararası Tarih Projesi tarafından dokümanların yapılan tercümeleri.



2. Özellikle Hindistan Komünist Partisinin Programı, Taktiki Çizgisi, Hindistan Komünist Partisi Politikasının Açıklaması. Bak, 'Hindistan Komünist Partisi Tarihi Belgeleri' VIII. Cilt 1951-1956, Mohit Sen tarafından düzenlendi, People's Publishing House, New Delhi, 1977. Bu gelişmelere parallel olarak SSCB Bilimler Akademisi Oryantal İncelemeler Enstitüsü Mart ve Nisan 1951’de, Hindistan'da sınıf güçlerinin dizilişi üzerine geniş-çaplı tartışmalar düzenledi ki, Sovyetler Birliği'nde çağdaş Hindistan’daki gelişmelerin sağ oportünist değerlendirmelerinin düzeltilmesine yolaçtı. Bak: 'Hindistan'da Sınıf Güçlerinin Dizilişi’, 'Devrimci Demokrasi', VI. Cilt, No.2, Eylül 2000.



3. Demokratik halk devriminden ulusal demokrasiye kadar anlayışında değişim diğerlerinin yanısıra A. Sobelov'un şu belgelerinde bulunabilinir: 'Toplumun Politik Örgütlenmesinin bir Şekli Olarak Halk Demokrasisi', Komünist Eleştiri, Londra, Haziran 1951, 3-21, 'Kapitalizmden Sosyalizme Geçişin Bazı Biçimleri', Komünist Parti Yayınları, Yeni Delhi, Ekim 1956 (sosyalizme parlamento yolu burda dile getirildi).



4. P. Sundarayya, 'İstifam' Hindistan Yayıncıları ve Dağıtımcıları, Yeni Delhi, 1991, s.21-33. Sundarayya Jyoti Basu, E.M.S.Namboodiripad, ve P. Ramamurti tarafından acil vaka sırasında savunulan ve uygulanan Hintli komünal Jana Sang ile işbirliği politikası ile özellikle dehşete düştü. (s.4-20).



5. HKP (ML)'nin Geçici Merkez Komitesi, bu bağlamda 1951 programından ve taktiki çizgiden, onunla ilgili sıkıntı hissetmeden, dersler çıkardığı söylenebilir.

    • *

Yoldaş Stalin: Sorularınız alındı. Onlara cevap vereceğim ve sonra benim kendi bildiklerimin bazısını belirtirim.
Belki bu tartışmayı gece yaptığımız için acaip gelebilir. Gündüz meşgulüz. İşten gece saat 6 da kurtuluruz.
Tartışmalara hatırı sayılır derecede uzun gitmemiz normal görünmeyebilir belki de, fakat üzgünüm, başka türlü misyonumuzu yerine getirmeyebiliriz. MK'miz partinize yardım sunmamız gayesiyle fikir vererek sizinle şahsen toplanmamız görevini verdi. Partiniz ve insanlarınızla biraz tanışıklığımız var. Bu misyona büyük ciddiyetle bakıyoruz.
Fikirlerimizi vermeği kendimiz üzerimize alır almaz, partinizin ahlaki sorumluluğunu üzerimize aldık, basitçe düşünülmüş fikirler veremeyiz. Sizinle birlikte, materyallerle kendimizi tanıştırmak, ve sonra fikir vermek isteriz.
Bir sürü sorular sormamızın tuhaf olduğunu düşünebilirsiniz ve hemen hemen sorgulama gibi görünebilir. Başka türlü yapamayız şartlarımız böyledir. Belgeler tam resmi vermez ve bu yüzden bu metoda başvurduk. Bu işlerin yapılışının mutlu olmayan bir yoludur fakat yardım edilemez. Şartlar bizi mecbur etti. Hade meselenin esasına geçelim.

Sorunuz: Olası Hindistan devrimini değerlendirmeniz nedir?
Biz, Ruslar, bu devrime esas tarımsal gibi bakarız. Anlamı -feodal mülkiyetin tasfiyesi, toprağın köylülük arasında bölünmesi ve onların kişisel mülkü olması. Köylülüğün özel mülkiyetinin onaylanması adına, feodal mülkiyetin tasfiyesi demektir. Gördüğümüz gibi bunların hiçbiri sosyalist değildir. Hindistan'ın sosyalist devrim karşısında durduğunu düşünmüyoruz. Bu heryerde konuşulan o Çin yoludur, yani ulusal burjuvazinin mülkiyetine elkonulmadan ve ulusallaştırılmadan tarımsal, anti-feodal devrim. Bu burjuva demokratik devrim veya demokratik halk devrimin ilk aşamasıdır. Avrupa'nın doğu ülkelerinde başlayan demokratik halk devriminde, Çin'de olduğundan bile önce, iki aşaması vardır. Birinci aşama -tarım devrimi veya isterseniz tarım reformu. Avrupa'daki halk demokrasisi ülkeleri savaştan sonra hemen ilk yılında bu aşamadan geçti. Çin şimdi bu birinci aşamada durur. Hindistan bu aşamaya yaklaşıyor. Demokratik halk devriminin ikinci aşaması Doğu Avrupa'da görüldüğü gibi tarım devrimi, ulusal burjuvazinin mülksüzleştirilmesine geçen tarım devrimi tarafından tanımlanır. Bu halihazırda sosyalist devrimin başlangıcıdır. Avrupa'nın tüm halk demokrasisi ülkelerinde işletmeler, fabrikalar, bankalar millileştirilmiştir ve devlete devredilmiştir. Çin hala bu ikinci aşamadan uzaktır. Bu aşama Hindistan’da da uzaktadır veya Hindistan bu aşamadan uzaktır.
Burda devrimin gelişmesinin Çin yoluyla ilgili Kominform gazetesinin başyazısından bahsediyorsunuz. Bu başyazı Hindistan'ın sosyalist devrim yolunda durduğunu düşünen Ranadive'in makalelerine ve konuşmalarına bir karşı çıkmadır. Biz, Rusya komünistleri, bunun çok tehlikeli bir tez olduğunu düşünürüz ve buna karşı gelmeye karar verdik ve dikkat çekeriz ki Hindistan Çin yolundadır, yani, demokratik halk devriminin ilk aşaması. Sizin için bunun şu ek önemi vardır, bütün köylülüğün ve kulakların feodal ağalara karşı devrimci cephenizi inşa etmek için, feodal ağaların kendilerini yalnız hissettirecek tüm köylülüğün bir ayaklanması için. İngiliz emperyalizmine karşı, İngiliz emperyalistleriyle ulusal burjuvazinin blokunu soyutlamak için ulusal burjuvazinin tüm ilerici katmanlarınının, bir halk ayaklanması gerekir. Aranızda bir darbede tüm emperyalistlerin, İngiliz ve Amerikalıların, hepsinin kovulması gerekir görüşü yaygındır. Böyle bir cephe yaratmak imkansızdır. Tüm ulusal cephenin keskin bıçağı zorunlu olarak İngiliz emperyalizmine karşı yöneliktir. Bırakın diğer emperyalistler, Amerikanlar dahil, onlarla ilgilenmediğinizi düşünsün. Bu gereklidir böylece hareketiniz tüm emperyalistleri size karşı birleştirmez, ve bunun için aralarına nifak örmelisiniz, şimdi, eğer Amerikan emperyalistleri kendileri kavgaya girmek isterlerse, Hindistan birleşik ulusal cephesinin onlara karşı hareketin içine sokulması gerekecek.

Ghosh: Anti-demokratik kampın başı olarak düşünülen Amerikan emperyalizmine karşı tüm dünya şu anda mücadele içindeyken açık değilim niçin sadece Britanya emperyalizmine karşı?

Yoldaş Stalin: Çok basittir; birleşik ulusal cephe İngiltere'ye karşıdır, İngiltere'den ulusal bağımsızlık için, ve Amerika'dan değil. Sizin ulusal özgünlüğünüzdür. Hindistan kimden yarı-kurtarıldı? İngiltere'den, ve Amerika'dan değil, Hindistan Amerika ile değil ama İngiltere ile ulusları ahenklidir. Ordunuzda subaylar ve uzmanlar Amerikalılar değil ama İngilizlerdir. Bunlar tarihi gerçeklerdir ve bunlardan soyutlanmak imkansızdır. Söylemek isterim ki parti kendisini tüm görevlerle, tüm dünyada emperyalizmle mücadele görevleriyle yüklememelidir. Bir görev almak lazımdır: İngiliz emperyalizminden kendini kurtarmak. Hindistan'ın ulusal görevidir. Feodal sınıfları da düşünmeliyiz. Şüphesiz, kulaklar düşmandır. Fakat hem feodal ağalara hem de kulaklara karşı mücadele etmek akılsızlıktır. Birinin iki yükü üstüne alması mantıksızlık olacaktır —kulaklara karşı mücadele ve feodalizme karşı mücadele. Cepheyi o şekilde inşa etmek gerekir ki yalnızlaşacak olan düşman olmalı ve siz değil. Bu, söylemek gerekirse, komünist partinin mücadelesini kolaylaştıran bir taktiktir. Hiç bir kimse yoktur, eğer akıllıysa, yüklerin tümünü üstüne alacak. Kendine bir görev alması gerekir—feodalizmin, ve İngiltere imparatorluğunun kalıntılarının tasfiyesi. Feodal ağaları yalnızlaştırmak, feodal ağaları yok etmek, ve İngiliz emperyalizmini yıkmak için diğer emperyalist güçlere şu an sürtünme. Eğer siz yolunuza bu şekilde devam ederseniz—meseleleri hafifletecektir. Şimdi, eğer Amerikalılar burunlarını sokarlarsa, o zaman onlara karşı mücadele yürütmek gerekecek, fakat insanlar bilecek ki siz değil onlar saldırmıştır. Kuşkusuz, Amerikalıların ve kulakların üstüne gitme zamanı gelecek. Ama sonra olacak, herbirinin sırası var.

Ghosh: Şimdi anladım.

Dange: Bu Amerikan emperyalistlerine karşı propaganda ve ajitasyon çalışmalarını yürütmeyi ve onlara karşı mücadeleyi aksatmayacak mı?

Yoldaş Stalin : Şüphesiz hayır. Onlar halkın düşmanıdırlar ve onlara karşı mücadele etmek gereklidir.

Dange : Bu soruyu Amerikan emperyalizmine karşı mücadele görevinde kimse bunu oportünizm olarak yorumlamasın diye sordum.

Yoldaş Stalin: Düşman akıllı bir şekilde yalnızlaştırılmalıdır. Siz devrimi Amerikalılara karşı değil ama İngiliz emperyalistlerine karşı yükseltiyorsunuz. Amerikalılar karışırsa, o zaman durum başkadır.

Rao : Kulaklar arasında feodal sömürü yapan küçük bir kısım vardır: toprağı kira kontratıyla kiralarlar ve tefecidirler. Genelde toprak ağalarının yanında dururlar.

Yoldaş Stalin: Bu önemli değildir. Feodal ağaların tasfiyesi esas genel göreviyle karşılaştırılınca, o özel bir görevdir. Propagandanızda feodal ağaların aleyhinde konuşmanız gerekir ama zengin köylülerin aleyhinde değil. Siz kendiniz kulakları feodal ağalarla bir birliğe itmemelisiniz. Feodal ağalar için bir müttefik yaratmaya gerek yoktur. Kulakların köyde büyük bir nüfuzu vardır, köylüler kulakların kendi becerileri sayesinde yaşamda kendi yolunu yaptıklarını zannederler vs. Kulaklara köylülerden ayrılma imkanını vermek gereksizdir. Sizin feodal ağalarınız soylulara ait mi?

Rao : Evet.

Yoldaş Stalin: Köylüler soyluları sevmezler. Burada, feodal ağalara köylüler arasında müttefike sahip olma imkanı verilmemesi için bunu kavramak gerekir.

Punnaiah: Aramızda ulusal burjuvazi sorununda kafa karışıklığı vardır. Ulusal burjuvazi altında tam olarak ne anlaşılmalıdır?

Yoldaş Stalin: Emperyalizm başkasının ülkesine el koyma siyasetidir. Sizin ulusal burjuvaziniz gerçekten başka ülkeleri almayı düşünür mü? Bu arada Britanya emperyalizmi Hindistan'ı zaptetti. Ulusal burjuvazi —orta, büyük sizin ulusal sömürücülerinizdir. Devamlılıklarına karşı olmadığınızı söylemek gerekir, ama dış düşmana karşı, İngiliz emperyalistlerine karşı. Ulusal burjuvazi arasında kendilerini sizinle dost gören bir sürü unsurlar bulunabilir. Ulusal burjuvazinin en üstü –halihazırda emperyalizmle müttefiktir, fakat sadece bir kısımdır ve ayrıca büyük değil. Burjuvazi temelde Hindistan'ın tam özgürlüğü için mücadelede sizi desteklemekle ilgilenir. Feodalizmin tasfiyesiyle ilgilenir. Burjuvazi bir pazar, iyi bir pazar ister, eğer köylüler toprak elde ederlerse orada iç pazar olacaktır, orada satın alacak kapasitesi olan insanlar olacaktır. Basında tüm bunları açıklamak gerekir. Sizin için ulusal burjuvazinin İngilizlerin yanına gitmemesi avantajlı olacaktır. Şeyleri o şekilde düzenlemelisiniz ki İngiliz emperyalistleri Hindistan'da yeni müttefik edinemesinler. Çin'de hiç bir şekilde burjuvaziyi mülksüzleştirme adımları atılmamıştır. Çin'de sadece Japon mülkiyeti ulusallaştırıldı, Amerikalı işletmeler bile ulusallaştırılmadı, çalışıyorlar. Eğer sizin devriminiz Çin tipi ise şu an için burjuvazinizi İngiliz emperyalistlerinin yanına itecek öyle adımlar atmamalısınız. İşte sizin Çin yolunuz. Çin'de ulusal burjuvazi taraf değiştirmedi ve şimdi Amerikan emperyalizmine karşı ileri çıktılar ve Çin halk hükümetine yardım ediyorlar. Bu Amerikan emperyalistlerinin Çin'de yalnızlaştırıldığını düşünebildikleri anlamına gelir. Hindistan'ın bölünmüşlüğünü düşünürsek İngilizler tarafından örgütlenen dolandırıcılığın bir parçasıdır. Eğer siz bir hareket programı tasarlıyorsanız Pakistan, Hindistan ve Seylan arasında askeri ve ekonomik birlik istediğinizi orda söylemelisiniz. Yapay olarak birbirlerinden ayrılmış olan bu üç devlet, yakınlaşacaklardır. Bu, bu devletlerin içinde kendilerini birleştirmeleriyle sonuçlanacaktır. Bu birleştirme fikri öne sürülmelidir ve halk sizi destekleyecektir. Pakistan ve Seylan'daki elit tabaka buna karşı olacaktır fakat halkın onlara karşı şüpheleri var. Bu yapay bölünme Bengal'da özellikle açıktır. Bengal vilayeti ilk fırsatta Pakistan'dan uzaklaşacaktır.

Dange: Ulusal burjuvazi anlayışı aramızda sık sık şu şekilde getirilir: orta burjuvaziye ulusal burjuvazi denir. Hindistan'da büyük burjuvazi İngiliz emperyalistlerinin tarafına geçmiştir.

StalinYoldaş: Hindistan'da tamamıyle İngiliz olan bankalarınız var mı?

Dange: Evet, Hindistan'da ortak olanlar yanında İngiliz bankaları vardır. Programımızda bürokratik kapital olan büyük burjuvazinin ulusallaştırılması için bir talep vardır.

Stalin Yoldaş: Bürokratik sermaye değil ama endüstriyel ticaret sermayesidir. Çin'de bürokratik sermaye devlet aracıylığıyla servet yaptı. O devletle ilişkili sermayedir ve sanayi ile çok az ilişkilidir. Amerikalılarla ayrıcalıklı anlaşmalar sayesinde Sun ailesi ve diğerleri para aldılar. Çin'de büyük sanayicilerin ve tüccarların kuruluşları: onlar oldukları gibi kaldılar. Onlar Amerikalı ve İngiliz banka sermayesiyle müttefik olsalar bile, ben size büyük kapitalistleri kamulaştırmayı tavsiye etmem. Sakin bir biçimde düşmanın tarafına kim giderse mülklerini kaybedecek demek daha iyi olacaktır. Şüphesiz, eğer devriminiz ısınırsa, o zaman büyük kapitalistlerin öyle bir parçası kaçacak. O zaman hain diye adlandırın ve mülklerine el koyun, fakat büyük burjuvaları sadece İngiliz sermayesi ile dostluklarından dolayı mülksüzleştirmeyi tavsiye etmem. Eğer programınızda büyük burjuvazinin mülksüzleştirilmesi için baskı varsa, onun iptali gerekir. Bir yeni program veya hareket platformu çizmeniz gerekecek. Büyük burjuvaziyi tarafsızlaştırmayı ve tüm ulusal burjuvazinin dokuz-onunu ondan koparmayı kazandıracak. Kendinize yapay olarak yeni düşmanlar yaratmaya gerek yoktur. Halihazırda bir sürü vardır: büyük burjuvazinizin sırası gelecek ve o zaman, pek tabii, yüzleşmek zorundasınız. Devrimin sorunları aşamalı kararlaştırılır. Aşamaların karıştırılması gerekmez. Aşamaya göre kararlaştırmak ve düşmanları tek tek yenmek gerekir – bugün bir, yarın diğeri, ve güçlendiğiniz zaman, hepsini birden yenmeniz mümkün olabilir, fakat şuan için hala zayıfsınız. Sizin insanlarınız bizim devrimimizi kopya ediyor. Ancak bunlar farklı aşamalardır. Diğer partizan partilerin tecrübeleri eleştiriyle hesaba katılmalıdır ve bu Hindistan'ın özel şartlarına uygulanır. Soldan eleştirileceksiniz fakat endişe etmenize gerek yoktur. Buharin ve Troçki Lenin'i soldan eleştirdiler, fakat gülünç oldular. Ranadiv Mao Zedong'u soldan eleştirdi, fakat Mao Zedong doğruydu -kendi ülkesinin şartlarına uygun hareket etti. Kendi çizginizi takip edin ve aşırı-solcu çığırtkanlıklara aldırmayınız.
Şimdi ikinci soru üzerine, Çin yolu hakkında.
Halihazırda politik ve sosyal alanlarda Çin yolu üzerine konuştum. O bir tarım devrimi olacaktır. Silahlı mücadele ile ilgili olarak söylenmelidir ki Çinliler silahlı mücadeleyi konuşmadılar, silahlı devrimi konuştular. Onu kurtarılmış bölgelerle ve kurtuluş ordusuyla birlikte partizan savaşı olarak değerlendirdiler. Bu demektir ki silahlı devrimden ve partizan savaşından sözetmek gerekir ve silahlı mücadeleden değil. ‘Silahlı mücadele’ tanımı ilk defa Kominform gazetelerinde bahsedildi. Silahlı mücadele bir partizan savaşından daha fazla anlama sahiptir, köylülüğün partizan savaşı ile işçilerin genel grevler ve ayaklanmalarının birleşimi demektir. Kendi ölçüsünde partizan savaşı silahlı mücadeleden daha dardır. Çin'de silahlı devrim nasıl başladı?
1926-27'de Çinli yoldaşlar Guomindangistlerden koptular. Guomindang'a karşı 40-50 bin kişilik bir ordu hazırlayarak  kendilerini ayrı bir kamp olarak ayırdılar. Bu ordu partizan savaşının temeliydi. Şehirlerden ve demiryollarından uzakta ormanlarda ve dağlarda kendilerini sakladılar. Şüphesiz, Çin Komünist Partisinin MK neredeyseydi orada, onlarla birlikte, temel kadrolar bulunuyordu. Çin kurtuluş ordusu şehirlerde yerleşemezdi ve onu kuşatmak kolaydı. Kuşatılmamak ve yok edilmemek için onlar şehirleri ve demiryollarını çok geride bıraktılar ve bir dizi serbest partizan bölgeleri kurdular. Kuşatılıyorlardı, sonra onu yarıp ordan çıkabiliyorlar, geride eski serbest bölgeleri bırakıyorlar ve yenilerini yaratıyorlar ve savaşmamak için çabalıyorlardı. Daha ileri devam ettikçe, Çinli komünistler işçilerden ve şehirlerden uzaklaştılar. Mao Zedung, şüphesiz, işçilerle ilişkileri koparmak istemezdi, fakat partizan savaş yolu onu buna götürdü, ve şehirlerle ilişkiyi kaybetti. Üzücü bir gereklilikti. Sonunda kendilerini uzun bir dönem savundukları Yan'an'da yerleştiler. Köylüleri kendilerine çağırdılar, onlara tarım devrimini nasıl yönetmek, ordularını genişletmek ve ciddi bir güce dönüştürmek talimatını verdiler. Fakat tüm bunları yaparken karakteristik partizan mücadelesini azaltacak kaçamak yapmadılar.
Kurtarılmış bir partizan bölgesi nedir? Devlet içinde tamamıyla bir adadır, bu bölgede geri yoktur, kuşatılabilinir, abluka edilebilinir; üstüne dayanabileceği geri yoktur. Olan budur. Yan'an kuşatıldı ve Çinliler burayı büyük kayıplarla terkettiler. Bu, eğer Çin komünistleri Mançurya'ya geçmeyi kararlaştırmasalardı uzun bir süre böyle devam edecekti. Mançurya'ya geçmekle kendi pozisyonlarını hızla iyileştirdiler, bir dost bölge şeklinde geri buldular. Şimdi bir ada değildir, bir yarımada gibi birşeydir ki bir ucu SSCB'ne dayanır. Bundan sonra Chiang Kai-shek Çin partizanlarını kuşatma imkanını kaybetti. Ve sadece bundan sonra, Çinliler dinlenirken, kuzeyden güneye saldırıya geçme imkanları oldu. Tarih böyledir. Bunu ne izler? Köylülerin partizan savaşı ciddi bir meseledir ve devrim için bir büyük kazançtır. Bu alanda Çinliler özellikle geri ülkeler için, devrimci pratiğe yeni katkılar yaptılar. Ve, şüphesiz, köylülerin nüfusun %80-90 olduğu bir ülkede her komünist bu metodu mücadelelerinin cephaneliğinde taşımak zorundadır. Bu tartışma götürmez. Fakat ayni zamanda Çinli yoldaşların bu tecrübesinden anlaşıldı ki kurtarılmış bölgeleriyle partizan savaşının kendi büyük eksileri vardır. Bu eksiler partizan bölgelerinin herzaman abluka edilmeye açık ada olduklarıdır. Başarıyla bu çemberi kırmak sadece sağlam bir geri yaratmakla, bir dost komşu bölgeye bağlantı kurmak ve dayanmakla ve bu devleti kendi sağlam gerisine döndürmekle mümkündür. Çinliler Mançurya'ya geçmekle akıllı bir adım attılar. Eğer bunu yapmasalardı durum nasıl sonlanacaktı bilemem. Partizan savaşında zafer kazanmak için kişinin yeteriz gücü vardır. Partizan savaşı eğer dost komşu bölgelere dayanırsa yenilgisiz zafere götürür. Çinli yoldaşların Manchurya'ya ulaşana kadar, çembere alınmaktan korktuklarından, saldırmak istememeleri son derece karakteristiktir, ve sadece bu geçişten sonra ilerlemeyi planlamaya başladılar ve Çan Kay Şek ordularına karşı başarılar kazandılar. Partizan savaşının bu eksilerini gözönüne almamız lazım. Hindistan'da denir ki partizan savaşı devrimin zaferini elde etmek için tamamen yeterlidir. Bu doğru değildir. Çin'de Hindistan'dan daha uygun şartlar vardır. Çin'de hazır bir halk kurtuluş ordusu vardı. Sizin hazır ordunuz yok. Çin'in Hindistan gibi, partizanlar için daha rahat olan öyle yoğun demiryolu ağları yoktur. Başarılı partizan savaşının imkanı sizin için Çin'dekinden daha azdır. Endüstriyel ilişkilerde Hindistan Çin'den daha gelişmiştir. Gelişme açısından bu iyidir, fakat partizan savaşı açısından kötüdür. Ancak yaratılan birçok müfreze ve kurtarılmış bölgelerin tümü sadece adacıklar olacaktır. Sizin öyle Çin partizanlarının SSCB ile olduğu gibi gerisine dayanacağınız bir komşu dost devletiniz yoktur. Afganistan, İran ve Tibet, Çinli komünistlerin hala ulaşamadığı yerler... SSCB gibi öyle geri yoktur. Burma? Pakistan? Tüm bunlar kara sınırlarıdır, ki deniz kalır. Bundan dolayı çıkış yolu bulmak gerekir.
Partizan savaşına ihtiyacınız var mı? Muhakkak var.
Kurtarılmış bölgeler ve bir ulusal kurtuluş ordunuz olacak mı?
Böyle bölgeleriniz ve belki böyle bir ordunuz olacak. Fakat bu zafer için yetersizdir. Partizan savaşını işçilerin devrimci eylemleri ile birleştirmeye ihtiyacınız var. Bunsuz, sadece partizan savaşı başarı elde edemeyebilir. Eğer Hintli yoldaşlar demiryolu işçilerinin ülkenin ve hükümetin hayatını felç edecek ciddi olarak genel grevini örgütlerlerse bu partizan savaşı için çok büyük yardım olduğunu kanıtlayacaktır. Köylülüğü alın... eğer ona derseniz -bu sizin partizan savaşınızdır ve hepsini siz yapmalısınız, o zaman köylü soracak -niçin bu kadar ağır mücadele yalnızca bana dayanacaktır, işçiler ne yapacaktır? Devrimin tüm yükünü kendi üstüne almayı kabul etmeyecektir, yeterince akıllıdır, tüm kötülüklerin şehirlerden geldiğini -vergiler vs- bilecek bilinci vardır. Şehirlerde bir müteffik isteyecektir.
Eğer ona mücadelenin yükünü işçilerle birlikte taşıyacağını söylerseniz, onu anlayacak ve kabul edecektir. Bizde Rusya'da durum böyleydi. Sadece köylüler arasında değil, sadece partizan müfrezesini yaratmak değil, fakat ayni zamanda işçi sınıfı arasında ciddi yoğun çalışma yapmanız gerekir, güvenleri için çabalamak ve çoğunluğunu kazanmak için, işçiler arasında silahlı müfrezeleriniz olmalıdır, işçilerin, demiryolu adamlarının grevlerini hazırlamalısınz ve şehirlerde işçi müfrezeleriniz olmalıdır.
Ne zaman bu iki akıntı birleşir—zaferin emin olduğu düşünülebilinir. Biliyorsunuz ki Rusya'da 1905'de çar halka boyun eğdi, Duma'yı ve bir dizi başka özgürlükler verdi. Çar gerilemeye zorlandı. Çarda böyle teröre ne yol açtı. Demiryolu işçilerinin grevleri! Merkez ülkeden kesip koparıldı, demiryolu işçileri sadece işçi delegelerini Petersburg'a alıyorlardı ve malların veya diğer şeylerin girişine izin vermezdiler.
Demiryolu işçilerinin grevlerinin önemi devrimde çok müthişti ve bu partizan müfrezelerine yardım etti. Sonra —askeri birlikler arasında, askerler arasında çalışma. 1917'de askerler arasında tüm askeri birlikler bizim tarafımızda duracak derecede propaganda yaptık.
Askerleri tarafımıza ne getirdi? Toprak sorunu. Öyle bir silahtı ki çarın koruma görevlisi olan Kazaklar bile direnemediler. Doğru politikaları yürütmek, kişi gerici çevreler içinde bir devrimci hava ekebilir ve farklılıklar uyandırabilir.
Çin yolu Çin için iyiydi. Fakat Hindistan'a şehirlerde proletarya mücadelesini köylülerin mücadelesiyle birleştirmek gerektiğinden yeterli değildir. Bazısı Çinli yoldaşlar böyle bir birleşime karşıdır diye düşünür. Bu yanlıştır.
Mao Zedong'un ordusu Nanking'e gitmek için yola çıktığında Şangay işçileri greve gitselerdi veya işçiler silah fabrikalarında greve gitselerdi bundan memnun olmayacak mıydı? Elbette hayır. Fakat bu Mao Zedong'un şehirlerle ilişkileri kesildiği halde olmadı. Şüphesiz, Mao Zedong eğer demiryolu adamları işi vursalar ve Çan Kay-Şek mermi alma imkanından mahrum olsaydı mutlu olacaktı. Fakat işçilerle bir ilişki eksikliği vardı –ağır bir gereklilikti, ama mükemmel değildi. Eğer onun için çabalarsanız mükemmel olabilir ki Çinliler tarafından yapılamadı —köylü şavaşını işçi sınıfı mücadelesiyle birleştirmek.

Dange: Biz hemen hemen partizan savaşının teorisini işçi sınıfının katılımını gerektirmeyecek birşeye döndürdük.

Stalin Yoldaş: Eğer Mao Zedong bunu bilseydi sizi lanetlerdi. (Gülüşmeler) Sonraki soruya geçelim. Nehru'nun hükümeti, Çan Kay Şek'in Kuomingtang hükümetinin Amerikan emperyalizminin bir kuklası, ve şimdi Pleven'in Fransız hükümetinin Amerikan emperyalistlerinin bir kuklası olduğu gibi İngiliz emperyalizminin bir kuklası olarak düşünebilir mi?
Benim anlayışıma göre, Çan Kay Şek Çin'de yerleşmişken kukla olarak düşünülemezdi. Formosa'ya geçtiği zaman kukla oldu. Ben Nehru hükümetini kukla olarak saymam. Tüm kökleri nüfusun içindedir. Bu Bao Dai hükümeti gibi değildir... Bao Dai gerçekte bir kukladır. Bundan dolayıdır ki Hindistan'da partizan savaşının mücadelenin esas biçimi olarak düşünülmesi mümkün değildir, belki mücadelenin en yüksek biçimi demek gerekir. En yüksek biçime götüren değişik mücadele biçimleri vardır. Köylüler için: toprak sahiplerini boykot, tarım işçileri grevleri, kiracı çiftçiler tarafından emeğin iptali, toprak sahipleriyle kişisel çatışma, toprak sahiplerinin topraklarının gaspı ve sonra mücadelenin en yüksek biçimi olarak partizan savaşı. İşçi sınıfı için: yerel grevler, bölüm grevleri, politik grevler, bir ayaklanmaya kapı olarak genel politik grev, ve sonra mücadelenin en yüksek biçimi olarak silahlı ayaklanma. Bundan dolayı partizan savaşı ülkede mücadelenin esas biçimidir demek imkansızdır. Ayni zamanda ülkede sivil savaşın tüm hızda olduğunu iddia etmek doğru değildir. Telengana'da toprak gasp edildi fakat bu az kanıttır. Bu hala mücadelenin açılımının başlangıcıdır ama Hindistan'ın hala uzak olduğu mücadelenin esas biçimi değildir. Köylüler küçük sorunlarda mücadele etmeği öğrenmelidir —kiraları azaltmak, toprak sahiplerine verilen ürünün azaltılması vs. Kadroları böyle küçük sorunlarda eğitmek ve silahlı mücadeleden hemen konuşmamak gerekir. Eğer geniş bir silahlı mücadeleye başlarsanız, o zaman partiniz zayıf olduğundan sizin tarafınızda ciddi zorluklar başgösterir.

Partinin güçlenmesi ve kitle mücadelesini istenilen yöne doğrultmak ve hatta bazan kitleleri bile dizginlemek gerekir. Biz 1917'de nasıl başladık?
Bizim orduda, donanmada bir çok sempatizanımız vardı, Moskova ve Leningrad Sovyetlerimiz vardı. Bununla beraber işçilerin isyancı hareketlerini dizginledik. Geçici Hükümetin kovulması talebini sundular. Fakat bu planlarımıza girmedi o zaman, çünkü Leningrad garnizonu elimizde değildi. Temmuzda 40-50,000 kişinin çalıştığı ana Putilov fabrikasında, denizcilerin ve askerlerin de katıldığı gösteriler başladı. Geçici Hükümetin alaşağı edilmesini istediler ve bu taleplerle MK binasına geldiler. Bizim planladığımız ciddi ayaklanma için tüm hazırlıkların tamamlanmadığını bildiğimizden onları durdurduk. Ayaklanma için objektif faktör vardı —kitleler ileri doğru çabaladıkları zaman, ama ayaklanma için subjektif faktör yoktu— parti hala hazır değildi.
Ayaklanma sorunu bir ayda, Eylülde, yerine getirildi. Ayaklanmayı örgütleme kararı aldık, ama çok gizliydi. Bununla ilgili hiçbir şey yayınlamadık. Politbüro üyeleri Kamenev ve Zinoviev, ayaklanmanın maceracı olduğunu düşünerek ayaklanma hakkında başına konuştuklarında, Lenin onları hain ilan etti ve planlarımızı düşmana vermişlerdir dedi. Onun için ayaklanma konusunda hiçbir zaman bağırmayın, aksi halde ayaklanmadaki beklenmedik unsuru kaybolur. Burda Yoldaş Rao diyor —insanların önüne çıkınız ve onlara silahlı ayaklanma hakkında sorunuz... Bu katiyen yapılmamalıdır, planlarınız hakkında katiyen feryat etmeyin, hepinizi tutuklayacaklar. Diyelim ki köylü diyor: Evet ayaklanma gerekir. Fakat bu gene de halkı takip edeceğiz ve birisi kendini halkın kuyruğunda sürükleyecek demek değildir. Liderlik, kişi kendi halkını taşımalıdır anlamına gelir. Bazan insanlar, ayaklanmanın toplam başarılabilirliğiyle uyumlu, fakat tüm ülkenin görüş açısından değil, kendi bölgelerinin olaylarını ve gerçeklerini çıkış noktası olarak alarak, ayaklanmaya hazır olduklarını söylerler. Bu sorun MK tarafından kararlaştırılmalıdır. Eğer bu açıksa sonraki soruya geçebiliriz.

Hintli yoldaşlar: Evet, açıktır.

Stalin Yoldaş:Parti örgüne bağlılığından şüphe duyulan partinin bir üyesine parti örgütünün ölüm cezası uygulayabilip uygulayamayacağını soruyorsunuz. Yapamaz. Lenin herzaman MK'nın uygulayabileceği cezanın en yüksek şekli —partiden ihraçtır, diye öğretti, ancak parti iktidara geldiğinde ve bazı parti üyeleri devrimin kanunlarını kırarsa, o zaman hükümet sorumluluğu olarak kovuşturma yürütür. Sizin bazı belgelerinizden kişi görür ki
yoldaşlar devamlı düşmanla ilişkilerde kişisel terörün tarafına meylederler. Bize, Rus yoldaşlara , bunun hakkında sorarsanız, o zaman size söylemeliyiz ki bizim aramızda herzaman parti kişisel terörü reddetmek ruhuyla eğitildi. Eğer bizim halkımız toprak ağasına karşı mücadele eder ve çarpışmaya kitleler katıldığı oranda çarpışmada öldürülürse biz bunu kişisel terör saymayız. Eğer parti kendisi toprak ağasını öldürmek için terörist müfreze örgütlerse ve bu kitlelerin katılımı olmaksızın yapılırsa, o zaman kişisel teröre karşı olduğumuzdan biz buna karşı çıkarız. Böyle kişisel terörün etkin hareketleri kitlelerin pasifliği şartlarında kitleinin kendi etkinliğinin ruhunu öldürür, kitleleri pasiflik ruhuyla eğitir, ve, daha da fazlası, halk durumları şu şekilde değerlendirir —biz hareketlilikle ilgilenemeyiz, bizim adımıza çalışacak olan kahramanlardır. Ama, diğer tarafta bir kahraman vardır ki mücadelede yer almıyor. Kitlelerin hareketinin eğitiminin ve örgütlülüğünün bakış açısından böyle bir görüş çok tehlikelidir. Rusya'da böyle bir parti vardı —SDler— başlıca bakanları terörize etmek için özel müfrezeleri vardı. Biz her zaman bu partiye karşı çıktık. Bu parti kitleler arasında tüm krediyi kaybetti. Biz kahraman ve sürü teorilerine karşıyız.
Ayni zamanda kişi şuanda Hindistan'da toprağın kamulaştırılması sorununu nasıl koyabilir soruyorsunuz?
Verili aşamada bu talebi öne almanız gerekmez, katiyen, bir tarafta, toprak ağalarının toprağının bölünmesi için talep öne sürün ve devamlı toprak devlete verilmelidir deyin. Halk demokrasisi ülkelerinde toprağın kamulaştırılması hiçbir yerde ilan edilmedi, daha çok Çin'de. Halk demokrasisi ülkelerinde bunu nasıl ele aldılar? Orda toprağın alım satımını yasakladılar. Bu kamulaştırmaya yaklaşım metodudur. Sadece devlet toprak elde edebilir. Toprağın kişilerin elinde birikimi sona ermelidir. Sizin için şimdi kamulaştırmak talebini ileri sürmek avantajlı olmayacaktır.
Bazı yoldaşlarınız Hindistan'da iç savaşın başladığını düşünürler. Bunun hakkında konuşmak hala erkendir. Iç savaş için şartlar gelişir ancak onlar hala gelişmiş değildir.
Sizin tarafınızdan ne yapılmalıdır şimdi?
Program gibi birşeyin, veye şöyle diyelim, bir eylem platformunuzun olması iyi olacaktır. Şüphesiz fikir ayrılığınız olacak. Bizim aramızda da fikir ayrılığı vardı, ama biz şunu kararlaştırdık: çoğunluk tarafından ne kararlaştırsa kanun olur. O yoldaşlar ki çoğunluğun kararıyla hemfikir değildi, bu kararlara dürüstçe uydular ki parti tek bir iradeyle hareket ettti. Hepiniz tartışma arzusundasınız. Barış zamanında sizin için buna müsade edilebilinir fakat devrim durumu sizde gelişiyor ve bu lüksü kendinize izin vermemelisiniz. Partinizde az insan olmasının sebebi budur, sizin bitmeyen tartışmalarınız kitlelerin kafasını karıştırdı. Bolşevikler 1903-12 döneminde çarlık şartlarında mümkün olduğu kadar Menşevikleri uzaklaştırmak hedefiyle açık tartışmalar yaptılar, o zaman onlarla bölünme çizgimiz vardı. Fakat sizin partide düşmanlarınızın olduğu böyle bir durumunuz yoktur. Ondan sonra, 1912'de Menşevikleri attığımızda ve partimizi yarattığımızda, Menşeviklerden arınmış, parti homojen oldu. Farklılıklar vardı —o zaman dar çevrelerde toplanır, problemi tartışır ve, çoğunluk tarafından kararlaştırıldığı gibi, hepimiz çalıştık. Bolşevikler iktidara geldikten sonra Troçki partiyi bizim girişmek istemediğimiz tartışmaya itti. Troçki kışkırtıcı bir şekilde, güya parti gerçeğe karşı savaşmak istiyormuş gibi parti bir tartışma yapmak istemiyor diye açıkladı. Tartışmaya başladık ve Troçki'yi yendik. Fakat bu tüm partinin karşı durduğu bir tartışmaydı. Eğer parti az çok homojen ise ve ideolojik birliği varsa, o zaman böyle bir parti bir tartışma ihtiyacında değildir. Tartışma dar çevrelerde yürütülmek zorundadır, ve yazılı değil. Orda, çoğunluk tarafından kararlaştırılan neyse, o kanundur.

Ghosh: Stalin Yoldaş haklıdır. Açık tartışmalar artık bizim için geçerli değildir.

Stalin Yoldaş: Bizim partide 5,600,000 parti üyesi ve 800,000 aday üye vardır. Aday üyeliğin önemi nedir? Daha önceleri partiye üye almak yerine biz katılmak isteyenleri onaylardık. Bazısı dört sene, beş sene beklemeye devam ediyordu, onları onaylardık, eğitirdik. Pek çok kişi partiye katılmak istedi, ama önce onların kim olduklarını kesin olarak bilmek ve ikinci olarak onları eğitmek gerekliydi. Temel sosyalist eğitim gerekir ve ondan sonra katılma. Bizim pratiğimizde adaylık kurumu kendini haklılaştırdı. Parti etrafında sempatizanların geniş bir tabakası vardır. Fakat partiyi yeni üyelerle fazla kalabalık etmemeliyiz, partiyi aşırı derecede genişletmemeliyiz. Esas şey kabul edilen kişinin derin bir kaliteye sahip olmasıdır ve parti üyelerinin miktarı değil.
Siz -hangi şartlar altında biri partizan savaşını yapabilir- diye de sorarsınız. İleri kapitalist ülkelerde partizan savaşının büyük önemi olmayabilir, burda partizanlar çabukça tutuklanır. Partizan savaşına orta gelişmiş ve geri ülkelerde özellikle büyük önem yüklenir. Mesela, Amerika Birleşik devletlerinde veya Almanya'da partizan savaşı başlatmak çok zordur. Burda aslında bir sürü geniş kasabalar, gelişmiş demiryolu ağı, endütriyel bölgeler vardır, ve bu şartlarda partizanlar hemen yakalanır. Halk kitlelerinin kendilerini kahraman olarak görmeleri, ve kahramanlar kendilerini kendi isteklerinin uygulayıcısı olarak görürler, bu ayrı hareketler gereklidir, düşmana karşı yönlendirilir, kitleleri pasifliğe götürür fakat hareketi yükseltir. Her şekilde Telengana'da yaratılanı desteklemek gerekir. Iç savaşın ilk tomurcuklarıdır. Fakat kişinin yalnızca partizan savaşına dayanmaya ihtiyacı yoktur. O, şüphesiz, yardım sunar fakat kendisi yardıma muhtaçtır.
Halk arasında, işçiler arasında, orduda, aydınlar, köylülük arasında daha büyük iş yapmak gerekir. Eğer siz işçiler arasında silahlı müfrezeler oluşturursanız, doğru fırsatta genel karışıklık durumunda hükümet kurumlarını ele geçirebilirler. Leningrad'da işçi muhafızlarımız vardı, onları eğittik, ve işçiler ayaklanma zamanında bize büyük bir hizmet olduklarını ispatladılar, Kışlık Sarayı’na elkoydular. Köylümüz işçi sınıfı tarafından çok yardım aldılar. Genelde, toplumdaki tüm sınıflardan köylülüğün işçi sınıfına çok güveni vardır. Mücadelenin bu iki şeklini birleştirmek gerekir —işçilerin ve köylülerin mücadelesi, köylü ayaklanması ve işçilerin yürüyüşü.
Endonezya'daki olayları hatırlarsınız. Komünist parti liderliği, Endonezya'da, iyiydi ama vakitsiz bir ayaklanmaya kışkırtıldılar. Iyiydiler, efsanevi, cesur insanlar, fakat kışkırtıldılar ve yokoldular.
Eğer bir platformunuz veya eylem programınız olursa bu sizin için iyi olurdu. Bu platformun veya programın odak noktası olarak tarım devrimini koyunuz.
Siz ayrıca bana Nehru'nun dış politikasının karakterini soruyorsunuz. Bu bir gösteri ve manevradır ve Amerikan politikalarına karşı olduğunu göstermek niyetlidir. Gerçekte Nehru hükümeti İngiltere ve Amerika ile oynamaktadır.

Rao, Dange, Ghosh ve Punnaiah Yoldaşlar: Görüşme için Stalin Yoldaş'a teşekkür ettiler ve Stalin Yoldaş’ın talimatları temelinde hareketlerinin tümünü düşüneceklerini ve bu talimatlara uygun olarak davranacaklarını açıkladılar.

Stalin Yoldaş: Ben size talimat vermedim, bu tavsiyedir, sizin için zorunlu değildir, onu benimser veya benimsemezsiniz.

Görüşme üç saattan fazla devam etti.

V. Grigor'yan tarafından yazıldı. 10.11.51
(imzalandı) V. Grigor'yan Taktilo metni
RGASPI F. Op. 11 D.310, LL.71-86

Sosyal ve Politika Tarihi Rusya Devlet Arşivi yetkililerinin müsadeleriyle yayınlanmıştır. Vijay Sing tarafından Rusca'dan tercüme edilmiştir.