BİRLİK, MÜCADELE, ZAFER

Barbarlıkta 1 Mayıs. 2013

Yoldaşlar, Dünyanın farklı yerlerinde, farklı ülkelerde, farklı şehirlerde, sol ve işçi sınıfının farklı kesimleri 2013 yılında 1 Mayıs'ı kutlamak amacıyla bir araya geldiği için çok mutluyuz.

  1. Birlik ve bölünme.
    Bildiğiniz gibi birlik dünya emperyalizmi ile, mali oligarşi ile, burjuvazi ile mücadeledesinde proletaryanın zafer elde etmesi için en önemli faktördür.
    Burada 1 Mayıs'taki birliğimizin olumluluğu ile ilgili olarak hemen bir olumsuzlukla karşılaşmaktayız.
    Bizim solun hemen hemen tüm bölümleri Troçkist ve Anarşisttir, ve Troçkizm ve Anarşizm hareketimizin bölücüleridirler. Onlar sadece hareketi bölebilirler, asla birleştiremezler.
    Ve fakat yoldaşlarımızın çoğunluğu bunlar gibi, ve diğer, bölücü siyasi eğilimleri takip etmektedirler.
    Bizim birliğimizin olumluluğu içindeki bu olumsuz eğilimlerin yarattığı antagonizma bizi yenilgiden yenilgiye sürüklemektedir. Bu antagonizma nedeniyle de zafer elde edilemiyor ve zafer elde edilemez olarak kalıyor.

    1.Titoizm Yugoslavya'da iktidardaki Troçkizmdi.
    1.a: Troçkizmin üç temel özelliği Titoizm tarafından en bariz bir şekilde sergilenmektedir.
    -Onun bilime, Marksizm-Leninizme düşmanlığı, böylece neredeyse dini bir mezhep olması,
    -Bilime karşı bu düşmanlık onu proletaryanın politik ekonomi bilimine karşı düşmanlığa, onu sosyalizmin ekonomi politiğinin reddine, dolayısıyla da SSCB'de Lenin-Stalin sosyalizm-komünizmin inşa planına karşı düpedüz düşmanlığına yol açmaktadır.
    -Onun SSCB'de sosyalizmin inşasına karşı düpedüz sekter düşmanlığı, dolayısıyla SSCB'de sosyalizmin-komünizmin inşasını yenmek ve yok etmek için savaşması, onun Lenin-Stalin dünya devrimi stratejine düşmanlığına yol açmaktadır, onun SSCB'nin Lenin-Stalin dünya devriminin zaferi planının bir parçası olarak sosyalist-komünist bir üs bölgesi olarak inşasına karşı ve dolayısıyla enternasyonalizme karşı düpedüz düşmanlığına yol açmaktadır.

    1.b: Bu nedenle Tito ve çetesinin ABD önderliğindeki dünya emperyalizmi ile birleşmesi, ve Yugoslavya'yı Stalin'in SBKP (B)'si ve SSCB önderliğindeki demokratik ve anti-emperyalist kamp ailesinden koparmış olması hiç de şaşırtıcı değil.
    Titoistler, bu iktidardaki Troçkistler, bu İkinci Dünya Savaşı sonrası döneminin Troçkistleri, komünist hareketin bölücüleri, işçi sınıfı hareketinin bölücüleriydiler.
    Bu bölücülük Titoizmin (Troçkizmin) ürünü olduğundan, ve dünya emperyalizmine karşı zafer elde etmek için birlik bir zorunluluk olduğundan, tüm yoldaşların ideolojik duruşlarını Titoizm-Troçkizm'den Leninizm-Stalinizme değiştirmeleri gerekir!

  2. Milletlerin Bağımsızlığı ve ülkelerin egemenliği-proleter enternasyonalizmi ve gerici milliyetçilik.
    SSCB önderliğindeki demokratik ve anti-emperyalist kamp ailesi, ezilen ve zayıf ülkelerin ulusal bağımsızlık mücadelesinin ve ulusal bağımsızlıklarını korumanın da önderiydi. Bu tür ülkeler ve milletler bağımsızlıklarını ve egemenliğini SSCB önderliğindeki demokrasi ve anti-emperyalizm kampı ile birleşerek ve onun içinde kazanabilir ve koruyabilirlerdi.
    Titoistler Yugoslavya'yı bu aileden kopararak Yugoslavya'nın egemenliğini ABD emperyalistlerine teslim ettiler ve Yugoslavya uluslarının bağımsızlığını yok ettiler. Yugoslavya ABD ve İngiltere'nin ve Nazi Almanların casusları olan Tito ve çetesi tarafından yönetiliyordu ve Yugoslavya ve Yugoslavya ulusları ABD önderliğindeki emperyalist kampın ayakları altında idi.

    2.a: Titoistler Yugoslavya ve Yugoslavya uluslarına ihanet ile yentinemezlerdi. Onlar 1955 Bandung Konferansı ile başlayan sözde Bağlantısızlar Hareketi'ni örgütleyerek ve ona önderlik ederek, ülkelerin ve ulusların SSCB önderliğindeki demokrasi ve anti-emperyalizm kampından kopmasını da örgütlediler.
    Bağlantısızlık politikası anti-komünist bir politikadır. Bu, ulusları ve ülkeleri komünizmden uzaklaştırma politikasıdır. Dolayısıyla, geleceği komünizm ve emperyalizm arasındaki mücadelenin sonucuna göre belirlenen bir dünyada, bu siyaset ulusal bağımsızlık ve egemenliğin ABD önderliğindeki dünya emperyalizmine teslim edilmesi politikasıdır.

    2.b: Tüm halklar ve bütün ülkeler komünizmin bir ve tek birleştirici politikası etrafında birleşmeli, tüm ulusların ve ülkelerin tüm halk bölümlerinin ABD önderliğindeki dünya emperyalizmini yenmek için komünist hareketi desteklemeli ve onunla birleştirmelidir, aksi takdirde ülkelerin egemenlikleri ve ulusların bağımsızlıkları tam bir hayaldir. Komünizm etrafında birleşmeden böylesi sonuçlar elde edilebileceğini söyleyen bütün politikalar, dünyanın uluslarını ve ülkelerini dünya emperyalizmi adına yenmeyi hedefliyorlar, bu tür fikirler ulusların afyonudur!
    Kişi, 1953 yılından sonra, Stalin'in Sovyetler Birliği Titocu-Troçkist casuslar ve insanlık düşmanları çetesi tarafından yönetilmeye başladıktan sonra, herkesin egemenliğine ve ulusal bağımsızlığına ne olduğunu akılda tutmalıdır.
    Uluslar ve ülkeler arasında bu bölünme Titoizmin (Troçkizmin) ürünü olduğundan ve uluslar ve ülkeler arasındaki birlik dünya emperyalizmine karşı zafer elde etmek için bir zorunluluk olduğundan, tüm yoldaşların ideolojik duruşlarını Titoizm-Troçkizm'den Leninizm-Stalinizme değiştirmeleri gerekir!

  3. Sosyalizm-komünizmin inşası.

    Tito ve çetesi Lenin-Stalin sosyalizm-komünizm inşa planına karşı mücadelenin başını çekmişlerdir. Onlar kendilerine özgü sosyalizmi inşa teorileri ileri sürdüler. Bu planlar onların gerçekten Troçkist, hain, bilim dışı, maceracı gerçekten ikiyüzlü karakterlerini yansıtıyordu. Onlar SSCB'ni sosyalizm-komünizmin inşasından uzaklaştıran ve böylece onun yıkımına neden olan tüm Khruşçefçilerin önderleriydiler. Onlar tüm halk demokrasilerini sosyalizm-komünizmin inşasından uzaklaştıran ve böylece onların yıkımına neden olan tüm Khruşçefçilerin ve Maocu-Envercilerin önderleriydiler.
    SSCB'nin Lenin-Stalin sosyalizmi ve komünizmi inşa planından sapması, Halk demokrasisi ülkelerinde de aynı dönüşümün ortaya çıkması dünya komünist hareketinin yıkımına yol açan en önemli vede belirleyici unsurdu. Komünist hareketin bu yenilgisine Titocular, saflarımızdaki bu Troçkistler, ABD önderliğindeki emperyalist kampın bu casusları önderlik etti.
    Kişi, 1953 yılından sonra, Stalin'in Sovyetler Birliği ve Halk Demokrasileri Titocu-Troçkist casuslar ve insanlık düşmanları çetesi tarafından yönetilmeye başladıktan sonra, Sovyetler Birliği ve Halk Demokrasilerinin sosyalizmine ve komünizmine ne olduğunu akılda tutmalıdır.
    Sosyalizmin-komünizmin inşasının bu yenilgisi Titoizmin (Troçkizmin) ürünü olduğundan ve Sosyalizmin-komünizmin inşası dünya emperyalizmine karşı zafer elde etmek için bir zorunluluk olduğundan, tüm yoldaşların ideolojik duruşlarını Titoizm-Troçkizm'den Leninizm-Stalinizme değiştirmeleri gerekir!

  4. Dünya devrimi-Enternasyonalizm.

    SSCB'nin demokrasi ve barışın zaferi için, dünya uluslarının ve ülkelerinin emperyalizmden özgürlüğü için, dünya komüniminin zaferi için bir üs bölgesi olarak hareket edebilmesi için sosyalist ve komünist bir devlet olarak inşa edilmesi gerekiyordu. Herkim ki Lenin-Stalin sosyalizmi-komünizmi inşa planına uygun olarak sosyalizmi-komünizmi inşa etmekte olan bir SSCB'ne karşı savaşır, dolayısıyla dünya komünizminin bu kurtarılmış üs bölgesine karşı savaşır, o dünya komünizminin zaferine karşıda savaşmaktadır, yani Lenin-Stalin dünya devrimi planına karşı da savaşmaktadır.
    Titocular yeni Troçkistlerdiler ve dünya komünizmine karşı emperyalizmin mücadelesinin yeni liderleriydiler. Titocular komünizmin dünya çapındaki zaferine karşı, enternasyonalizme karşı mücadelenin önderleriydiler.
    Kişi, 1953 yılından sonra, Stalin'in Sovyetler Birliği ve Halk Demokrasileri ve bütün komünist partilerimizin Titocu-Troçkist casuslar ve insanlık düşmanları çetesi tarafından yönetilmeye başladıktan sonra, dünya komünist hareketine ne olduğunu akılda tutmalıdır.
    Dünya komünist hareketinin bu yenilgisi Titoizmin (Troçkizmin) ürünü olduğundan ve güçlü bir dünya komünist hareketinin varlığı dünya emperyalizmine karşı zafer elde etmek için bir zorunluluk olduğundan, tüm yoldaşların ideolojik duruşlarını Titoizm-Troçkizm'den Leninizm-Stalinizme değiştirmeleri gerekir!

  5. Savaş ve Barış, İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü.
    Kasım 1950 Varşova barış kongresinin ne şekil alabilirse alsın tüm savaş propagandasının suç olarak ilan edilmesi çağrısından sonra, 1951 Mart'ında SSCB Yüksek Sovyeti ne şekil alırsa alsın tüm savaş propagandasını suç ilan eden Barış Savunma Kanunu yasalaştırdı.
    Ancak Titocu-Troçkistler SSCB'ne karşı, ABD önderliğindeki dünya emperyalizmiyle ele ele verdiler, ABD önderliğindeki dünya emperyalizminin, ABD önderliğindeki BM'in halklara karşı farklı kisveler altında ilan ettikleri savaş beyanlarına destek verdiler.
    Tekellerin mülkiyet haklarını insan hakkı olarak beyan edenler, ve bu hakkı savunmak için dünya çapında kıtlık oluşturanlar, savaş propagandalarını ve savaş yapmalarını insan haklarının savunulması olarak, mesela yaşam hakkının savunusu olarak ilan ediyorlar- ikiyüzlülükleri sınır tanımazdır. Fakat, dünya insanlığının anavatanı SSCB'nde, Barış Savunma Kanunu yasalaştırdığından beri, 1951'den beri, savaş propagandası, hangi şekle bürünürse bürünsün insanlığa karşı işlenmiş bir suç ilan edilmiştir.
    İfade araçlarını tekellerine alanlar ve dünyanın çalışan yoksulları adına konuşanlara suikast düzenleyenler, aynı zamanda Naziler ve faşistler, demokrasinin tüm düşmanları, tüm savaş yapımcıları, emekçi halkın tüm suikastçıları, kıtlıkların tüm yaratıcıları, mahkum edilmemiş insanların hapsedildiği hapis kamplarının tüm kurucuları, yani insan hayatının, bu en temel insan hakkınının yok edicisi olan katiller ve kitlesel katillerin ifade özgürlüğü hakkına sahip olduğunu, çünkü ifade özgürlüğünün bu barbarlar, bu hayvanlar, bu katiller de dahil olmak üzere tüm insanların hakkı olduğunu beyan ederler. Böyle der ve böyle yaparlar çünkü kendileri öyledirler.
    Kişi, 1953 yılından sonra, Stalin'in Sovyetler Birliği ve Halk Demokrasileri ve bütün komünist partilerimiz Titocu-Troçkist casuslar ve insanlık düşmanları çetesi tarafından yönetilmeye başladıktan sonra, dünya barışına ve insan haklarına ve ifade özgürlüğü ne olduğunu akılda tutmalıdır.
    Dünya barışı ve insan hakları ve ifade özgürlüğünün bu yenilgisi Titoizmin (Troçkizmin) ürünü olduğundan ve güçlü bir dünya komünist hareketinin varlığı dünya emperyalizmine karşı zafer elde etmek için, ve böylece dünya barışını ve insan haklarını ve ifade özgürlüğünü korumak için bir zorunluluk olduğundan, tüm yoldaşların ideolojik duruşlarını Titoizm-Troçkizm'den Leninizm-Stalinizme değiştirmeleri gerekir!

  6. Mikro-çipler, tam otomasyon, internet ve doğrudan demokrasi.
    Mikro-çipler sayesinde, bilgisayarlaşma sayesinde (ve daha önceki elektrifikasyon ve mekanizasyon) her üretim ve dağıtım biriminde, her fabrikada ve süpermarkette üretim ve dağıtımın tam otomasyon ve sürekliliğini elde edebiliriz-bu fabrikada ve süpermarkette bilgisayar ağı gerektirir. Her fabrika ve süpermarketteki bilgisayar ağını bir merkezi bilgisayara bağlayarak ülke genelinde de aynı şeyi yapabilirsiniz. Bu ulaşımı da otomatikleştirir.
    Sonuç üretilen ve tüketilen her şeyin otomatik kaydıdır. Bu da bu merkezi bilgisayara kendi bilgisayarları üzerinden bağlanan tüm işçilerin tüm üretim ve dağıtımı denetlemesini mümkün kılar. Ama bu tüm işçilerin bu bilgisayar ağı üzerinden devletin yönetiminde doğrudan katılımı anlamına gelir. Bu doğrudan demokrasidir ve bürokrasi olasılığının sonudur.
    Kişi, 1953 yılından sonra, Stalin'in Sovyetler Birliği ve Halk Demokrasileri ve bütün komünist partilerimizin Titocu-Troçkist casuslar ve insanlık düşmanları çetesi tarafından yönetilmeye başlandıktan sonra, komünizmin ve doğrudan demokrasinin inşasının ve muhtemel bürokrasinin sonunun bu gerçek olasılığına ne olduğunu akılda tutmalıdır.
    Komünizmin ve doğrudan demokrasinin inşasının ve muhtemel bürokrasinin sonunun bu yenilgisi Titoizmin (Troçkizmin) ürünü olduğundan ve güçlü bir dünya komünist hareketinin varlığı dünya emperyalizmine karşı zafer elde etmek için, ve böylece komünizmi ve doğrudan demokrasiyi inşa etmek ve muhtemel bürokrasiye son vermek için bir zorunluluk olduğundan, tüm yoldaşların ideolojik duruşlarını Titoizm-Troçkizm'den Leninizm-Stalinizme değiştirmeleri gerekir!
    Bu birleşik 1 Mayıs toplantısına katılan tüm yoldaşlar bize ve tüm işçilere ve halklara yukarıda belirtilen hususlarda eksiklikler içeren kendi farklı programlarının desteklenmesini ve onlara uyulmasını öneriyorlar.
    Ama bu birlik için bir araç değildir ve bu nedenle de zafer için bir araç değildir, bu bölünmek ve yenilmek için bir araçtır.
    Bu yoldaşlar açısından bir hatadır. Biz onları dünya komünistlerinin tarihini, dünya proletaryasının tarihini incelemeye ve böylece devrim bilimini öğrenmeye ve böylece hatalarını düzeltmeye çağırıyoruz. Bunu yapmazlarsa kendi uluslarının, kendi ülkelerinin proleterleri için ve dünya proleterleri için faydalı olmayacaklar, ve dahası onlar birlik ve böylece emperyalistlere karşı zafer elde etmek için çalışırken onlar üzerinde bir yük haline gelecekler.
    Tüm yoldaşları geçmiş ve bugünlerini eleştirel bir şekilde ele almaya ve kendilerini düzeltmeye ve dünya komünist hareketini yeniden inşa çabalarımızda bizimle birlikte çalışmaya çağırıyoruz.

    Kıbrıs Sosyalist Partisi
    Doğrudan Demokrasi (Komünist) Partisi.
    1 Mayıs 2013