HAYIR KAMPANYASI DEĞİL SİYASİ GREV KAMPANYASI HAKKINDA BİRAZ DAHA

(BİRLEŞİK METAL İŞ SENDİKASININ ÇALIŞMA BAKANIYLA GÖRÜŞÜP GREVİN ‘KAZANILMASI ÖNCESİ YAZILMIŞTIR)

‘Tarih sınıf mücadeleleri tarihidir’

Ve sınıf mücadelelerinin bugün vardığı yerde bu mücadele işçi sınıfının iktidarını hedeflemeli ve o sonucun elde edilmesine hizmet etmelidir!
Bu nedenledir ki, Türkiye’nin bugünkü şartlarında sınıf mücadelelerinin başında işçiler olmalıdır ve bu mücadeleye onlar önderlik götürmelidirler!
Türkiye’nin en önemli sorunu, esas ve belirleyici sorunu işçi sorunudur. Tüm diğer sorunlar ancak bu sorun doğru bir şekilde ele alınırsa ve dolayısıyla işçiler tarafından ele alınırsa çözülebilirler.
Türkiye ‘demokratik’ mücadele yöntemleri çerçevesinde pek çok seçim kampanyaları, pek çok referandum kampanyaları gördü ve geçirdi. Bu kampanyalar şu veya bu burjuva ve küçük burjuva ve karakter olarak burjuva ve küçük burjuva olan ezilen milletler sorunsallar yumağı çerçevesinde kaldılar. Bu çerçevede kalan tüm bu kampanyalar son tahlilde Türkiye’de ki hâkim güç olan yerli ve yabancı finans oligarklarının ve onların asker, sivil ve dini bürokratlarının Türkiye’yi yönetmelerini sürdürmelerine ve işçilerin ve halkımızın bölündüğü ve onlar tarafından yenildiği fikrinin iyice kök salmasına yaradılar.
Türkiye’yi yöneten yerli ve yabancı hâkim güçler Türkiye’yi ve dünyayı yönetmez durumdadırlar. Gözsüzdürler. Zayıftırlar. Bitmişi ve tükenmiş durumdadırlar. Dünyanın dört bir tarafında ve bu arada Türkiye’de varlıklarını korumak için sürekli işçilere ve halka yalvarmak zorundadırlar. Hem onlara yalvarmak ve onları şaşırtmak, hem de onları bölmek ve birbirine kırdırmak zorundadırlar. Onları devirmek için yanlarına yoksul köylüleri de alacak olan işçilerin onlara şöyle küçük bir fiske vurmaları onları yerle bir etmek için yeterde artar bile.
Hâlbuki ki bugüne kadar mevcut demokratik çerçevede sürdürülen tüm seçim ve referandum kampanyaları yerli ve yabancı hâkim güçlerin Türkiye’yi yönetmesine katkı sunmaktan başka bir şey yapmamıştır. Bunun temel nedeni bu kampanyaları işçilerin kendi amaçları için yönetmemesi olmuştur. Bu kampanyalar Mikro çipler çağında yaşayan Türkiye ve Dünya şartlarında işçi sınıfının ve köylülerin ve ezilen milletlerin yerli ve yabancı hâkim güçlerin yönetim aracı olarak kullandıkları mevcut demokrasi çerçevesinde ve tam bir kısır döngüde dönüp durmaları aracı haline getirilmiştir.
Bu kısır döngünün kırılması için işçilerin kendi amaçları çerçevesinde öne çıkması şarttır!
Türkiye böyle bir gelişme imkân ve ihtimaliyle yüz yüze gelmiştir.
Metal işçilerinin grevlerini yasaklayan hükümet ve onun pratik başı olan Cumhurbaşkanı bu kararlarıyla bu imkân ve ihtimali bizzat kendi elleriyle yaratmışlardır.
Şimdi Türkiye’nin gericilik çemberinden kurtulmasını gerçekten isteyen tüm güçlerin metal işçilerindin kaçınılmaz olarak siyasi olmak zorunda olan grevlerinin yaşaması ve gelişmesine, tüm işçi ve memur ve tüm demokratik kitle örgütlenmelerinin onların önderliğinde ‘grev yasaklayıcısı hükümet ve onun pratik başı cumhurbaşkanı istifa’ sloganı altında ‘greve’ gitmesinin örgütlenmesine yoğunlaşması gereklidir. Bu imkân ve ihtimal dâhilindedir. Bunun gerçek bir ihtimale dönüşmesi ve bir gerçeğe dönüşmesi Türkiye’yi içine itilmek istenen karanlıktan kurtarmanın kesin yoludur.
Hayır kampanyası yürütülmeyecek mi?
Tabii ki değil. Tabii ki hayır kampanyası hali hazırda o kampanyayı başlatan güçler tarafından sürdürülecektir. Hoş geldiler sefa geldiler! Sürdürsünler! Ve görelim bakalım bu güçler işçilerin siyasi grev kampanyasına karşı nasıl bir tavır sergileyeceklerdir! Hükümet ve onun pratik başı cumhurbaşkanı istifa sloganına karşı nasıl bir tavır sergileyeceklerdir!
Destekleyecekler mi?
İşte sorunda buradadır. Desteklemek lafzı ardında siyasi grev imkân ve ihtimalinin yenilgiye uğratılması!
Gerekli olan destek değildir. Gerekli olan siyasi greve aktif katılım ve onun ülke çapına yayılıp tüm halkımızı ve ezilen milletleri işçileri önderliği altında birleştirmektir. Böyle olmayan destek bolca lafı edilen lafızda destek gerçekte ise yenilgi aracından başla bir şey değildir. Bu nedenle esas ve belirleyici kampanya işçilerin grev hareketi ve onların hükümet istifa sloganı olmalıdır!
Bu nedenledir ki tüm faaliyetler hükümet ve onun pratik başı cumhurbaşkanı istifa slogan ve talebi etrafından ve metal işçilerinin önderliğinde, tüm işçilerin önderliğinde örgütlenmelidir. Kampanya sınıf mücadelesinin ve sınıf mücadelesinde işçi sınıfının hegemonya aracı olmalı ve lafızda değil gerçek bir güce yol açmalıdır! Örgütlü ve birleşik işçiler ve halk!
Bu süreçte hükümet hala daha anaysa değişikliği için bir referandum örgütlerse açıktır ki hükümet ve onun pratik başı cumhurbaşkanı istifa sloganıyla örgütlenen hareket bu referandumda oyunu hayır için kullanacaktır. Gerekirse. Çünkü uygun olursa o referandumu hükümetin onun pratik başı cumhurbaşkanının başına çalma imkânı da ortaya çıkabilir! Pratik her şeyde en iyi çözümdür ve işçilerin pratik adamlar ve kadınlar olduğu bilinir!
Ben hayıra hayır demem hayır benim olmayınca!